Yolların Kanunu

Yolların Kanunu

Ufka Yolculuk liseler arası değerler eğitimi kapsamında yapılan yarışmasında okunacak kitap. Hacı Bektaşi Veli’nin hayatından kesitler ve Makalat kitabının tanıtılmasını amaçlamaktadır. Kitap on bölümden oluşmakta ve her bölüm farklı bir yazar tarafından Hacı Bektaşi Veli’nin bir yönünü açıklamaktadır.

Hacı Bektaşi Veli, Ahmet Yesevi’nin yetiştirdiği Lokman’ı Parende’nin talebesidir. Kırk yaşına kadar ilin tahsilinde bulunmuştur. Hacı Bektaşi Veli, Hz. Ali’nin torunlarından Musa Kazım’ın soyundandır.

Hocası Lokman’ı Parende’nin şu sözü birinci bölümün zirvesidir; “Müslüman hep yoldadır. Durur imar eder, yürür tamir eder. Ne kaldığınıza sevinin ne göçtüğünüze üzülün. Kitaplar yansa da söz dolaşmaya devam eder.”

Kitapta şerh düştüğüm konularda bulunmaktadır. Hacı Bektaşi Veli ve halkın ektiği çavdar tohumlarının Hacı Bektaşi Veli’nin bir kerameti sonucu buğday olarak yeşerdiği anlatılmaktadır. Ancak bunu okuyanların liseli gençler olduğunu düşündüğümüzde anlaşılması oldukça zor bir konu olacaktır.

Kitapta birlik olmanın haksızlığa karşı bir güce dönüşeceği güzel bir hikayeyle anlatılmaktadır. Bu da oldukça önemli bir konudur. Çünkü zulüm kabul edilmemesi gereken bir kötülüktür.

Dördüncü bölümde yine karşımıza bir keramet ve sorgulanacak bir olay çıkmaktadır. Hacı Bektaşi Veli’nin hırkasını ateşe atıp yakması ve külleri soğuyunca onları savurup dua etmesi sonucu küllerin dağıldığı yerlerde ağaçlara dönüşmesi anlatılmaktadır. Bu konular anlatılırken aslında karşımızda sorgulayan bir gençliğin olduğunu düşünerek anlatılsa daha anlamlı olur diye düşünüyorum.

Yemeklerden ve verilen nimetlerden sonra yapılan dua ise gönle şifa niteliğindedir. “Artsın eksilmesin, taşsın dökülmesin.”

Anadolu’daki erenlerin eğitimiyle ilgili belirtilen dört temel ilke oldukça önemlidir; akıl, bilgi, erdem, aşk.

Kitabın beşinci bölümünde kalbe dokunabilmenin insan ve toplum yaşamında ne kadar değerli olduğunu görüyoruz. Yargılamadan anlamak insan kazanmanın en önemli adımı olarak karşımıza çıkmaktadır.

“Olsun cansın hürmet gerekir” sözü insan ilişkilerinde önemli bir sırdır.

“Aşk vazgeçmektir.” Bu vazgeçmek dünya tamahından, hırsından vazgeçmektir. Kalbi tamamen aşk ile doldurmaktır.

Aşk ile dolmamış kalbe neyin hükmedeceğinin açıklandığı bölümün ise üzerinde tefekkür edilmesi gerekir.

Toprak-Muhip, Su-Arif,Ateş-Zahit, Hava-Abid

Dört cevher dört mertebe kitabın altıncı bölümü derin düşüncelere yelken açmamızı sağlıyor.

Güven ve dostluk üzerine söyleşi hayatı anlamlı kılacak bir özellik arz ediyor.

Kitap Hacı Bektaşi Veli’nin kırk makamını açıklamaktadır. Bu kırk makamın onu şeriatta, onu tarikatta, onu marifette, onu da hakikattedir.

Kırk kapının ilki açılmadan diğerlerinin açılmayacağı açık bir şekilde belirtiliyordu. Niyet etmek, mücadele etmek ve vazgeçmemek önemliydi.

“BU kapıyı herkes kendisi için açabilir. Ben anahtar versem de kilidi açacak olan sensin. Yolundaki dikenleri temizlesem de yürüyecek olan sensin.”

İlk eşik inanmak…

“Olacak olan, vaktini herkesten, her şeyden iyi biliyor, engel tanımıyor. Kendisine düşen beklemekti, bunu iyi biliyordu.”

Sabır ve iman.

İmtihan ve tevekkül.

“Her şeyi mantığınla açıklamaya çalışma. Bazen sadece teslim olmak gerekir.”

Bu söz inancın önemine vurgu yapmakla birlikte yaş grubunun yine dikkate alınmadığını görmekteyiz. Gençlik sorgulama çağı değil mi? Bu yaştaki bir gence sorgulama, mantık arama demek anlatılacak şeyle arasına perde çekmek anlamına gelmez mi?

Makamlar açıklanırken dördüncü makamın verdiği mesaj günümüz için çok anlamlıydı.

“Helalinden kazanmak, faizi haram bilmek

Kitapta Hacı Bektaşi Veli’nin Makalat kitabının temel ilkeleri verilmektedir. Makalat, dört basamak kırk makamdan oluşmaktadır.

Dört basamak; Şeriat, tarikat, marifet, hakikattir. Her basamak on makamdan meydana gelmektedir.

Tarikatın ilk makamı anlatılırken tövbeden bahsedilmektedir. Tövbeyi pirden el almak şeklinde özetleyen kitap aslında Müslümanların yalnızca Allah’a tövbe etmesi gerektiğini teğet geçmektedir. Pirden tövbeyi el almak şeklinde açıklarken “Pirimizi tövbeye şahit tutarız” şeklinde bir açıklama yapma gereği duyulmuştur. Ancak bunun yeterli olmadığını düşünüyorum.

Çünkü tövbe İslam inancında yalnızca Allah’a yapılır. Bir başkasının şahitliğine de ihtiyacımız yoktur.

Marifet makamı anlatılırken ilk adım oldukça dikkat çekiciydi.

Edep. Onuncu adım ise onu tamamlıyordu. Kendini bilmek. Edeple kendini bilen insan, haddini bilerek her türlü hadsizlikten uzak durur. Haddini bilmeyen insanın ise bileceği hiçbir şey yoktur.

Son bölüm kırk hakikati özetlemektedir.

“Evet hakikat bütündür ve kırk adımdır. Otuzu hakikate ulaşmak için onu hakikati yaşamak için.”

Yaşam şekli olan on madde tek tek açıklanarak olgunluk yolu gösterilmektedir.

Seyit Ahmet Uzun

Sosyal Medyada Paylaşın

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir