Sevimli Tavşan Reki Arkadaş Peşinde

yazar:

kategori:

Bir varmış başka hiçbir şey yokmuş. Allah her şeyi yaratmış yaratılışını güzel yapmış. Dikkatli çocukları da çok ama çok sevmiş.

Güneş ağaçların arasından yeni güne merhaba diyormuş. Anne tavşan Maviş yuvasından çıkmış, Reki’ye bakıyormuş. Onu göremeyince heyecanlanmış.

“Reki, Reki!” diye bağırmaya başlamış. O sırada yiyecek bulmak için evden ayrılan baba tavşan Güçlü Ayak da karşıki ağacın yanında görünmüş. Maviş’in heyecanla bağırdığını görünce o da meraklanmış.

“Ne oldu Maviş, niye bağırıyorsun?” demiş.

“Reki, Reki yok! Nereye gitti bilmiyorum. Onu bulmak için çıktım. Ama etrafta göremedim!”

Güçlü Ayak bu sözleri duyunca o da heyecanlanmış. Aynı zamanda korkmuş.

“Ya biri kaçırdıysa! Ya biri ona zarar verdiyse!” diyerek korkusunu dile getirmiş.

Maviş ve Güçlü Ayak endişeyle Reki’yi aramaya çıkmışlar. Onları öyle heyecanlı bir şekilde gören Bilge Tavşan gözlüklerinin üstünden onlara bakıyormuş.

“Ne oldu size böyle niye telaşla bağırıyorsunuz?”

“Bilge Tavşan, Reki yok! Nereye gittiğini merak ediyoruz. Ormanda ona zarar verecek birçok hayvan var.” demiş Güçlü Ayak. Onların endişelerine hak veren Bilge, onlarla birlikte aramaya katılmış.

Şimdi ormanda Reki’nin adı yankılanıyormuş. Ağaç kovuklarına, kaya oyuklarına, dere kenarlarına baka baka gidiyorlarmış. O esnada Balbi, onları görmüş. O da meraklanmış. Ne olduğunu anlamaya çalışmış.

Anne ve baba tavşan olanları anlatmış. Çocukları için endişelerini dile getirmiş. Bunun üzerine Balbi:

“Siz hiç merak etmeyin! Ben şimdi bizim kovanın kraliçesine söylerim. Onun emriyle hepimiz bir yana dağılırsak kısa sürede onu buluruz,” demiş. Maviş bu sözler üzerine gözyaşlarını tutamamış. Ağlamaya başlamış.

“Balbi, bu ne güzel bir arkadaşlık! Onun için hemen harekete geçiyorsun. Bizi yalnız bırakmıyorsun. Bu gerçek arkadaşlıktır.” diyerek sevincini dile getirmiş. Gözyaşları da sevinç gözyaşlarıymış. Çünkü böyle arkadaşlıklar çok ama çok özelmiş. Reki’nin böyle özel arkadaşları olduğunu görünce gözyaşlarını tutamamış.

Balbi gerçekten de hemen kanatlarını çırparak vız, vız, vız diyerek oradan uzaklaşmış. Doğruca kovanına gitmiş. Kovanı bir ağacın dalından duruyormuş. Kapıda bekleyen nöbetçilere niçin erken geldiğini anlatmış.

Nöbetçiler Balbi’yi hemen kraliçe Ecem’in yanına çıkartmışlar. Balbi heyecanla;

“Kraliçem, kraliçem benim en sevdiğim arkadaşlarımdan Reki kayboldu. Anne babası çok üzgün. Onu bulmak için Altın Kovan’daki kardeşlerimle yardımcı olabilir miyiz?”

Kraliçe Ecem, Balbi’nin bu sözleri üzerine tebessüm ederek tahtından kalkmış. Huzurundaki tüm arılara seslenmiş:

“Altın Kovan’ın yardım sever arıları! Arkadaşlık zor zamanında onun yanında olmaktır. Balbi çok güzel bir öneride bulundu. Hepimiz seferber olacağız.

Gün yardım günüdür!

Şimdi kovanımdaki bütün arılar Reki’yi aramak için kovandan çıkacak. Dışarıda olan kardeşlerinize de haber vereceksiniz. Reki en kısa zamanda bulunmalı!”

Balbi çok mutluydu. Kovanda en çok sevdiği arkadaşı Balgül’ü de yanına alarak Reki’yi aramaya çıkmışlar.

Arılar kovandan sürü halinde ayrılmış. Haberi olmayan arkadaşlarını da haberdar etmişler. Şimdi ormanın her yerinde Reki, Reki sesleri yükseliyormuş.

Mutlu Orman sakinleri için arkadaşlık çok önemliymiş. Bunun için de sadece arılar değil Reki’nin kaybolduğunu öğrenen tüm orman harekete geçmiş. Yumuşak Tüy, Renkli Kanat, şempanze Şakacı, Balbi hepsi bir olmuş Reki’yi arıyorlarmış.

Sanki yer yarılmış da Reki yerin içine girmiş. Kimse onu bulamıyormuş. Maviş ve Güçlü Ayak çok endişeliymiş. Reki için çok üzülüyorlarmış. Maviş bir elma ağacının altında ağlıyormuş.

O sırada Balbi ve arkadaşı Balgül ormanın çıkışına varmak üzereymiş. İşte tam o sırada Reki’yi görmüşler görmesine ama gözleri faltaşı gibi açılmış.

Balgül korku dolu gözlerle Balbi’ye bakmış.

“Yanındakini görüyor musun? Reki, onunla nasıl gidebilir?” demiş. Balbi, tehlikenin farkındaymış. Şimdi konuşmayla geçecek zaman değilmiş. Balgül’e orada kalmasını söyledikten sonra kanatlarını çırparak hızlıca oradan uzaklaşmış. Yolda gördüğü bütün arılara kendisini takip etmesini söylemiş. Kısa sürede Balbi’nin arkasında arı ordusu oluşmuş. Vız, vız, vız diyerek ağaçların, derelerin üstünden uçuyorlarmış. Balki isimli bir arı da haber vermek için Maviş ve Güçlü Ayak’ın yanına gitmiş. Onlar da haberi alır almaz hemen hızlıca yola çıkmışlar.

Balgül, endişeyle Balbi ve arkadaşlarını bekliyormuş. O sırada Reki yanındakiyle birlikte bir kulübeye giriyorlarmış. Bunun üzerine Balgül dua etmiş.

“Allah’ım ne olursun Reki’ye bir şey olmasın! Annesi babası üzülmesin. Ona yardım et!”

Balgül’ün duası daha yeni bitmişti ki Balbi ve arkadaşları görünmüş. Kara bir bulut gibi geliyorlarmış. Sevinçten kanatlarını hızlı hızlı çırpmaya başlamış. Balbi;

“Balgül, ne oldu, nereye gittiler? Reki’ye bir şey olmadı değilmi?”

“Hayır Balbi çok şükür bir şey olmadı. Şimdi şu kulübeye girdiler. Ama orada başı büyük bir tehlikede olabilir. Kanatlarımızı hızlı tutmamız gerecek!” dedikten sonra Balbi ve ordusuyla kulübeye doğru uçmaya başladılar.

Şimdi yüzlerce arı kulübeye giriyorlarmış. Kimisi pencereden kimisi kapıdan kimisi de bacadan…

Biraz sonra çığlık atarak bir kurdun kulübeden çıktığı görülmüş. Arılar da onun peşindeymiş. Nihayet kendisini bir dereye atarak kurtulmaya çalışmış. Korkuyla arılara bakarak;

“Söz, söz veriyorum bir daha hiçbir yavru hayvana zarar vermeyeceğim!” diyormuş.

Balbi ve Balgül, Reki’nin kurtulduğuna çok sevinmişler. O sırada Maviş ve Güçlü Ayak da görünmüş. Karşılarında Reki’yi görünce gözyaşlarıyla yavrularına sarılmışlar. Maviş:

“Reki yavrum, niçin öyle tehlikeli birisini takip ettin? Ya sana bir zarar verseydi?” demiş. Reki;

“Anneciğim bana çok güzel havuç bahçesi olduğunu söyledi. Seninle oyun oynayacağım,” dedi. Bir de güzel konuşuyordu. Bunun için ben de onu takip ettim. Özür dilerim anneciğim.”

“Bak Reki bundan sonra tanımadığın kim olursa olsun hiçbir sözüne güvenme ve peşinden gitme. Bak bugün senin için çok üzüldük ve korktuk.” demiş. Reki de bir daha böyle bir şey yapmayacağına söz vermiş. Yardıma gelen bütün Mutlu Orman sakinleri onları alkışlamış.

Anne, baba ve Reki birbirine sarılıp yuvalarına dönmüşler.

Gökten üç elma düşmüş. Birisi yavrularını seven anne babaların başına, diğeri anne babasından izinsiz evden ayrılmayan güzel çocukların başına, üçüncüsü de bu masalı dinleyen ve okuyanların başınaymış.

SORULAR

1- Anne Maviş neden korkmuş?

  1. Reki’yi arayıp bulamayınca   b- Karşısında bir kurt görünce    c- Güçlü Ayak Kuyuya düşünce      d- Reki’yi ağaçta görünce

2- Maviş’e göre gerçek arkadaşlık nedir?

  1. Arkadaşının yanında güçlü olmak    b- Arkadaşlarının yanında hoşgörülü olmak                                  c- Arkadaşlarını asla yalnız bırakmamak     d- Arkadaşına iyi kötü her durumda destek çıkmak

3- Reki tehlikeden kurtulunca annesi Maviş ona hangi öğüdü verdi?

  1. Tanımadığın kişilerin hiçbir sözüne inanma      b- Her zaman arkadaşlarına iyi davran                        c – Arkadaşlarını sakın üzme     d- Arkadaşlarına karşı hoşgörülü ol
Sosyal Medyada Paylaşın

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir