Model İnsan Ve Sorumluluk

Düşünüyorum o halde varım. (Deskartes)

Hissediyorum o halde varım. (Andre Gide)

İsyan ediyorum o halde varım. (Albert Camus)

Var olmanın farklı yorumları üzerine değerlendirmeler yaparken insanın bunlardan daha derin bir var olma bilinci taşıdığını gördüm. Var olmak için insan sorumluluğunun farkına varması ve sorumluluğunu yerine getirmiş olması gerekmektedir. Çünkü sorumsuz insan yok hükmündedir. Niçin var olduğunun farkındalığından uzaktır. Var oluş amacından uzaklaşmış insan neyi düşünürse düşünsün, neyi hissederse hissetsin ve neye nasıl başkaldırırsa kaldırsın yok hükmündedir. 

Çünkü onu var kılan unsur onun hayatında yoktur. Yokluğunu varlığa çevirenden bağımsız olanın varlığı yok hükmündedir. 

Düşünmek, hissetmek ve başkaldırmak aslında insanın kendisine ve içinde yaşadığı topluma karşı sorumluluğunun sonucu gerçekleşen eylemlerdir. 

Sorumluluk insana bir eylemi niçin yaptığını bildirerek yaptığına anlam katmaktadır. Sorumsuz düşünme ihanete, sorumsuz hissetme karamsarlığa ve sorumsuz başkaldırma anarşiye yol açacaktır. İşte bunun için de eylemlerimizi sorumluluk bilinciyle anlamlandırmamız var olduğumuzu pozitif açıdan göstermesi açısından önemlidir. 

Sorumluluğumun farkındayım ve sorumluluğumu yerine getiriyorum o halde varım. 

Sorumluluk insan olmanın en önemli gereklerinden birisidir. İnsanı itimat edilen, değer verilen bir dereceye yükseltir. Allah’ın, insana sosyal hayatla ilgili öğrettiği ilk temel ilke sorumluluk bilinci olmuştur. Ve insanın yaratılış gayesi de aslında onun sorumlu bir varlık olduğunu göstermesi açısından önemlidir. 

Allah ilk insana ilk önce isimleri öğretti. İnsan böylece eşyayı isimlendirme gücüne sahip oldu. İsimlendirdiği eşyaya hükmetme gücü de beraberinde geldi. Yani insan isimlendirdiği şeyin sahibi olacaktı. 

Dünya ve içindekiler insanın isimlendirmesi sonucu onun emrine verilmiş bir meta olarak değerlendirildi. İnsan bu güce ilmiyle sahip olacaktı. Ancak bu ilmi, sorumluluğundan bağımsız olarak ele almak hakkı olmayacaktı. Ne zaman ki sorumsuz davranır işte o zaman sorunlar ağı insanlığı kuşatır. 

Bunun için Allah insana ilmi yani eşyaları isimlendirme gücünü verdikten sonra ona öğrettiği sosyal hayatla ilgili ilk prensip sorumluluk duygusu olmuştur. 

Yaratıcı, ilk insanları cennete yani her istediklerini istedikleri gibi sahip olacakları bir yere yerleştirdiği zaman onlara tek bir emir verir: 

“Şu ağaca yaklaşmayın!”

Yasak ağaç ilk insanların en önemli ilk sorumlulukları olmuştur. Yani insan sosyal hayata adım attığında öğrendiği ilk hakikat ve sosyal hayat kuralı sorumluluk olmuştur. Bir insan ne kadar büyük bir güce, servete ve imkana sahip olursa olsun sorumsuzca davranma hakkının olmadığının en açık göstergesidir cennetteki yasak ağaç. 

İnsanın sorumluluğunun en büyük düşmanı iblistir. İnsanın düşüşü de sorumluluğunu unutarak iblisin nefesini içine çekmesiyle gerçekleşmiştir. 

Sorumsuzluk varlığın değerinin kaybıdır. 

Ve insan yasak ağaca yaklaşarak zalimlerden olur. Yasak ağacı ihlal sorumluluk duygusunu kaybetmektir. 

İnsanın, ne adına olursa olsun, hangi ulufeler verilirse verilsin sorumluğundan uzaklaşmaması gerektiğinin altını çizmiştir yüce yaratan. İnsanın hediyelere veya bir takım mevki makam, şan şöhret ve dünyalık çıkarlara aldanarak sorumluluğunu kaybetmesi onun cehennemi olacaktır. 

Ve sorumluluğunu kaybeden insan cennetini kaybetti. 

Var olmamız sorumluluğumuzla anlam ifade etmektedir. Âdem yaşadığı cennetteki yasak ağaçla sorumlu tutuldu. Yani her insan bulunduğu konumdaki durumuna göre sorumluluğa vardır. Kim bulunduğu konumdaki sorumluluğunu kaybederse cennetini kaybetmiştir. 

Sorumluluğunu kaybeden devlet başkanı ülkenin, baba, anne ve evlat ailenin, amir memur kurumun, öğrenci, öğretmen, veli, müdür okulun cennetini kaybeder. 

Ve her sorumsuz insan bulunduğu yerin cehennemi olur. Çünkü sorumluluğunu kaybeden insan cehennemleşerek karakteri ateşe dönüşür. Ve ateş karakterli insan yakıcı, kırıcı ve bozguncudur. 

Sorumsuzca başkaldıran anarşisttir. Ve iblis sorumsuzca başkaldırının piri olarak ilk karanlık güç olarak insanlık tarihine kayıt yaptırmıştır. 

İnsan, haklarının farkında olduğu kadar sorumluluklarının da farkında olmalıdır. Ve yaşadığımız dünyadaki bütün sorunların temelinde yatan en önemli neden sorumsuzluktur. 

Seyit Ahmet Uzun

Sosyal Medyada Paylaşın

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir