Kitap Defter Kalem
Yazarlık yolunda en önemli adımları anlamaya devam ediyoruz. Kitap, defter ve kalem. Okumanın, defterin ve kalemin ne kadar değerli olduğunu biz cahiliye dönemi insanlarını yani bedevileri medeni yapmak için inen ayetlerde görmekteyiz.
Kur’an’ın ilk emri: “Oku yaratan Rabbinin adıyla!” olması tesadüfü veya iş olsun diye değildir. Rabbimiz okumayı emrederken ona bir de anlam katmakta ve nasıl bir okuma olacağını belirtmektedir. “Yaratan rabbin adıyla.” İfadesi okumanın yolunu göstermektedir. Alemleri yaratan Allah’ın rızasını kazanacak bir tarzda okumak Müslümanca okumanın ilk şartıdır.
Bir Müslüman için okuma her şeyden önce Allah’ın rızasını kazanacak bir şekilde olmalıdır. O’nun rızasını kazandıracak her şey ibadet olduğu gibi okumak da bir ibadettir İslam düşüncesinde.
Yani okuma amaçsız, boş ve iş olsun diye değil bir amaca yönelik olursa insana entelektüel bir değer katacaktır.
Her birey kendi meslek alanıyla ve amacına uygun okumalar yaptığı zaman yeni ufuklara yol alabilecektir. İşte biz de yazarlık bahçesinde yol alırken tohumu, toprağı ve bahçıvan olarak kendimizi tanımak zorundayız. Yeteneğimiz neye uygun, hangi alanda yazmak istiyoruz, yazıdan neyi amaçlıyoruz bunları iyi tahlil etmemiz gerekir.
Yazı yolculuğunda ikinci ve üçüncü önemli etken defter ve kalemdir. Kur’an’ı kerimin ikinci inen suresi olan Kalem suresinde, “Nun, Kalem ve yazdıklarına andolsun ki sen Rabbinin nimeti sayesinde mecnun değilsin.” buyrulmaktadır.
Nun ile ilgili birçok yorum yapılmıştır. Fahreddin Razi’nin zayıf olarak tanımladığı bir tespit ise, meleklerin, Allah’ın kendilerine emrettiği şeyleri üzerine yazdıkları levhadır. Ben bu yorumun diğerlerine göre daha isabetli olduğunu düşünüyorum. Yazılan nesne ile yazan nesnenin uyumu bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu da bize etkin yazarlık yolunda ikinci ve üçüncü önemli unsurları çok açık bir şekilde belirtmektedir; Defter ve kalem.
“Yazdıklarına andolsun.”
Yazmak onurlu bir eylemdir. Kalemin hakkı doğruları yazmaktır. Bu da ancak Allah’ın adıyla gerçekleşir.
Yazar adayının yanında mutlaka yazdıklarını not alacağı bir defteri ve kalemi olmalıdır.
Düşünce bir anlık ışıktır. Onu yazıyla kayıt altına almazsanız karanlıkta kalır yani onu kaybedersiniz. Ben de bu husus kaç defa gerçekleşmiştir. Bunun için gece de olsa aklıma gelen bir düşünceyi asla sabaha bırakmam. Çünkü bilirim ki sabaha bırakılan düşünce unutulacaktır.
Yazarlık bahçesinde yol almak isteyenlerin en önemli unsurlarından birisi bedel ödemesi gerektiğini bilmesidir. Mesel sadece tohum atmak değildir. Tohum atmak neydi? Okumak.
Sadece okumak veya birkaç yazı denemesi yazar olmak için yeterli bir donanım değildir.
Yazarlık sürekliliği olan bir uğraştır. Okuyup yazdıkça kaynayan bir pınar gibidir. ancak yazmayı bırakırsanız bir müddet sonra pınar kurur. Hani ne der atalarımız; işleyen demir pas tutmaz. Biz de bunu yazarlık için şöyle revize edebiliriz;
okuyan beyin, yazan kalem berrak bir nehir gibidir, kir tutmaz.
Okuyan gözler, yazan eller, hisseden kalp ve düşünen akıl en büyük ilham kaynağıdır.
Sonuç olarak yazar adayı ilk önce okuma alışkanlığı edinmelidir. Ne yazmak istiyorsa o alanla ilgili kitapları ve yazarları başucu olarak nitelemelidir. Onların birikiminden istifade etmelidir. Onları bir müddet takip ve taklit ettikten sonra kendine özgü bir tarz geliştirmenin yollarını aramalıdır.
Kitap, defter ve kalemle yolculuğumuzun kaliteli ürünler alıncaya kadar devam etmesi dileğiyle.
Seyit Ahmet Uzun
Bir yanıt yazın