İlk Bahar Hz. Peygamberin Hayatına Dair Stratejik ve Siyasi Bir Okuma

İlk Bahar Hz. Peygamberin Hayatına Dair Stratejik ve Siyasi Bir Okuma

Wadah Khanfar 

Vadi yayınları

Yazar bu çalışmasında Hz. Peygamberin hayatına farklı bir okuma tekniği getirmektedir. Onu ele alırken hayatı, zamanı ve mekânı okuyuşunu, zekasını ve toplumu tanıyışını vahyin izinden gidişini salt yüceltici bir yaklaşımla ele almaktan ziyade reel açıdan değerlendirmesi esere ayrı bir önem kazandırmaktadır. Hikayelere, hurafelere, israiliyata boğulmuş bir anlatımdan ziyade anlamaya yönelik her olayı kendi bağlamında, zamanın şartlarını, toplumsal yapıyı okuyucu bir tarzda ele alması beni en çok etkileyen yönleriydi.

Önsözde Hz. Muhammed’in (as) gerçekleştirdiği devrimlerin farklılığına dikkat çekmesi kitabı niçin daha dikkatli okumamız gerektiğinin ipucunu vermektedir.

“Stratejik açıdan bakıldığında Hz. Muhammed de küresel, hızlı ve köklü bir stratejik devrim gerçekleştirmiştir. Ancak onun devrimi, diğerlerinden özü itibarıyla farklıydı. Çünkü Hz. Muhammed’in stratejik yöntemi otoritenin merkezleşmesi ve servet birikimi esaslarından hareket etmediği gibi yaptığı devrimde milliyetçi bir hareket noktasından yola çıkarak emperyalist emellerle gerçekleştirilmemiştir. İşte peygamberin eylemlerinin stratejik olarak benzersiz ve orijinal oluşu işin bu boyutudur.” Sf 18

Giriş kısmında Hz. Muhammed’in niçin son elçi oluşu, gönderiliş amacı, bölgenin seçilişi gibi konular işlenirken özellikle dikkatimi çeken bir bölümü paylaşmak isterim.

“Bilgiler çoğu zaman gizli yalanlardır.” Bu söz beni çok etkilemişti. Yazar açıklamayı yaparken münferit hadiseleri genel bağlamı içinde okumak şeklinde kendini gösterir. Bu yaklaşım siyaset biliminde, “Sadece bilginin kendisine güvenmek- söz konusu bilgi doğru olsa bile- olayı ve sonuçlarını idrak etmede kişiyi başarısızlığa sürükler.” Şeklinde prensip haline getirilmiştir. O halde bilgi bağlamı olmaksızın idrak sağlamaz. Bu nedenle “Bilgiler çoğu kere gizli yalanlardır.” Sözünü kabul edilebilir buluyorum.” Sf 27

Yazar bize bağlamından koparılmış bilgilerin gerçekten uzak bilgiler oluşunun altını çizerek, peygamberin hayatıyla ilgili bilgileri bu bakış açısıyla okunması gerektiğini belirtmektedir.

Giriş bölümünde dikkat çeken başka bir husus ise Hz. Peygamberin stratejik metodunun dokuz ilkesidir. Yazar burada peygamberi içinde bulunduğu ortamı, coğrafyayı, toplumları, ticari, siyasi, içtimai ilişkileri okuyabilen büyük bir deha olarak değerlendirmektedir.

Allah’a güvenmesinin onu tedbirden alıkoymadığını belirtmesi ise altı çizilecek ayrı bir konudur. Peygamber, Allah’a en çok güvenen ama bir o kadar da zamanı ve olayları okuyarak ona göre tedbir alması ümmeti için önemli bir sünnettir.

Kitap giriş bölümünden sonra yirmi bölüme ayrılmaktadır. Her bölüm kendi içinde özel okumalar gerektirmektedir.

Birinci bölüm Mekke’yi ele alırken mekan ve makam olarak bir değerlendirmeye tabi tutmaktadır. Niçin Mekke sorusunun cevabı ikinci bölümde ele alınırken burada peygamberin atalarının kısa tarihçesine yer verilmektedir. Bu bölüm Mekke’yi anlamak için özellikle okunması üzerinde tefekkür edilmesi gereken bir bölümdür.

Burada Kusay ve Haşim’in Mekke’nin yapısal ve ticari oluşumundaki etkilerine geniş yer verilmektedir.

Mekke’deki siyasi oluşumu ele alırken belirttiği iki grup ve aralarındaki mücadele, Hz. Muhammed’in peygamberliğine Mekke’nin bakışının arka planını belirtmesi açısından oldukça önemlidir.

“Hilful Mutayyibin (Güzel kokulular ittifakı) ve Hilful lekadatüd dem ( Kan yalayanlar ittifakı) ve ya Hilful Alaf (Yeminliler İttifakı) Mekke’deki iki güç b loku olarak karşımıza çıkmaktadır. Peygambere en büyük düşmanlığı yapacak olanlar Kan Yalayanlar ittifakındakiler olacaktır. Çünkü Hz. Muhammed Abdulmenaf oğullarındandı ve Abdurrar oğulları bunu içlerine sindiremiyordu. Bir de Yeminliler İttifakı daha çok gücü, serveti, makamı temele alan bir anlayışa sahip oldukları için sosyal dengeyi bozacaklarını düşündükleri yeni dine şiddetle karşı çıkacaklardı.

İkinci bölüm ise stratejik okumanın sonucu olarak olaylar arasındaki ilişkilerin Mekke üzerindeki etkisinin neler olduğu üzerinde durmaktadır. Peygamberin neden o zamanki iki süper güç olan Pers ve Bizans’tan gelmediğinin izini sürmektedir.

“Yeni dinin içinde doğduğu uluslararası koşulları tam olarak kavrayabilmemiz için İslam öncesi dünyaya egemen olan unsurları yani Pers ve Bizans kutuplaşmasını ve yedi yüzyıl devam eden çatışmaları incelememiz gerekir. sf 63

Bu bölümde dikkat çeken bir başka konu ise Hz. İsa’nın tabiatının tartışılmasının ele alınmasıydı. İlk Hristiyan Bizans İmparatoru Konstantin’in Hristiyan piskoposları İznik’e davet edip Hristiyan dünyasındaki tartışmayı sonlandırmak istedi. İskenderiye Piskoposu I. Alexendros Hz. İsa’nın Tanrı’nın oğlu ve ilahi tabiatlı olduğunu benimserken Piskopos Arius tevhitçi bir yaklaşımla Mesih’in ezeli oluşunu reddedip onu Allah’ın yarattığını savunuyordu. Aylarca süren tartışmadaki anlaşmazlık oylama yoluyla çözüldü. Sonuç olarak Alexendros’un düşüncesi galip gelerek Hz. İsa’nın ilahi tabiatlı olduğu Hristiyan inanç yasası kabul edildi. Sf 65

Bu da sonraki yıllarda Hristiyanlık- İslam arasındaki mücadelenin temelini atan bir toplantı olarak tarihe not düşülüyordu.

Üçüncü bölümde yazar Mekke’nin çevresinden yola çıkarak merkezine doğru bir tahlilde bulunmuştur. Mekke’yi etkileyen olayları ele alarak bir bölgenin çevresinden bağımsız düşünülemeyeceğini belirtmiştir.

Yazar bu bölümde Mekke’ye kral olmak isteyen iki şahıstan bahseder. Birincisi meşhur muallaka sahibi İmrulkays b Hucr diğeri ise Osman bin Huveyris’tir.

Ancak jeopolitik durumdan dolayı Kureyşliler böyle bir teklifi kabul edecek durumda değillerdi. Bağımsızlık Pers ve Bizans arasındaki denge için önemli bir unsurdu.

Dördüncü bölüm Kureyş’in istisnai konumunu ele almaktadır. Bu bölüm aslında Hz. Muhammed’in Mekke Kureyş’ine karşı Medine Kureyş’ini oluşturmasına ve bu dengeyi gözetmesine dikkat çekilmektedir. Burada şöyle bir soru sorulabilir. Madem Hz. Muhammed milliyetçi bir çizgide hareket etmiyordu da Kureyş’i neden önemsiyordu? Bu da kabile milliyetçiliği değil midir?

Bu soru doğru olmakla birlikte Hz. Peygamberin içinde yaşadığı toplumdaki dengeleri gözetmesi açısından önemliydi. Bir de Mekke Kureyş’ine karşı Medine Kureyş’ini oluştururken Kureyş’i üstünlük açısından değil konjonktür açısından ele almaktadır. Kureyş’in Mekke ve Medine’deki etkisi yadsınamazdı. Bu da yaşadığı toplumu okuması sonucu bir değerlendirmeydi.

Bu bölümde dikkat çeken bir başka husus Mekke liderliği için verilen mücadelenin ve bu mücadelenin taraflarının Hz. Muhammed’in yanında ve karşısında oluşuyla ilgili ilginç bir yaklaşıma değinmesidir.

“Haşim ve Ümeyye b Abduşşems arasında önderlik ve başkanlığa kimin daha fazla hak sahibi olduğu konusunda tartışma bir husumete neden olmuştu.” Sf 136

Haşimoğulları ve Umeyyeoğulları arasındaki husumeti İslam’ı tebliğ aşamasında ve sonrasındaki dönemde de görebiliyoruz. Ebu Cehil, Ebu Süfyan gibi toplumun saygın kanaat önderlerinin niçin peygambere karşı olurken Ebu Talip’in neden desteklediğinin nedenini burada görebiliyoruz. Aslında güç, iktidar savaşının bir toplumu şekillendiren temel etkenlerden olduğunu daha o zamandan öğrenebiliyoruz.

Akrabalık bağının Mekke’de ne denli önemli olduğunu Ahnes bin Şerik’in bir müşrik olmasına rağmen söylediği sözlerde görebiliyoruz.

“Şüphesiz Muhammed sizden bir adamdır. Kız kardeşinizin oğludur. Eğer dediği bir peygamber ise sizi bahtiyar eder. Ama eğer bir yalancıysa onu başka birinin öldürmesi sizin bacınızın oğlunun kanına girmenizden hayırlıdır. Haydi geri dönün. Birisi korkak diyecekse bırakın bana desin.”

Kitap bölümlerini tek tek ele aldığımızda tahlil sınırlarımızı zorlayacağından diğer bölümleri okurların ilgisine bırakıyorum.

Şu tespitle tahlili bitirmek istiyorum.

Hz. Muhammed (as) Allah’a güveni en yüksek derecede kişi olmasına rağmen, işlerini istişare, tedbir, zamanı, toplumu okumadan bağımsız sadece tevekkül anlayışıyla hareket etmemektedir. Bu da bize önemli bir ilke belirtmektedir. İnsan yaşadığı çağı, toplumu, toplumsal ilişkileri iyi okumalıdır.

Seyit Ahmet Uzun

Sosyal Medyada Paylaşın

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir