
DİRİLİŞ NESLİNİN AMENTÜSÜ
Sezai Karakoç- Diriliş Yayınları
Kitap düşünür, şair, siyaset bilimci, yazar ve en önemlisi Müslüman bir fikir adamının insan, toplum ve devlet üzerine ütopyası olarak değerlendirilebilir. On üç bölümden oluşan kitabı yazarın duygu, düşünce ve eylem planında nasıl bir toplum olması gerektiğini paylaştığı bir birikim olarak ele alabiliriz.
Diriliş eri, Allah’ı bilen, bu uğurda mücadele veren, bunun önünde engel olan her şeyle savaşan bir kahraman, bir savaşçı…
Diriliş eri, Allah için yaşayan, konuşan, seven, savaşan insan…
“Ruh sürekli olarak Allah’ı bilme, Allah’ın huzurunda olma savaşı içinde olacaktır. Buna engel olmaya çalışan benlik içi veya ben ötesi bütün yad varlıklarla savaşacaktır sürekli olarak ruh.” Sf. 8
“Allah kentinin işçisi” yazar diriliş neslinin en önemli özelliğinin bu olduğuna vurgu yapmaktadır. özgür bir ruha sahip olmak için Allah’a iman şarttır.
Erdem sitesinin işçisi olarak tarihi, hakikat savaşı ve hakikate karşı savaşlar, baş kaldırmalar olarak yorumlamaktadır.
Erdemli bir işçidir ona göre diriliş eri. Kapitalist ve komünist anlayışla savaşı aynıdır.
Diriliş eri entelektüel birikimi yüksek bireydir. Doğu ve Batıyı bilmesi gerektiğine inanır. “Allah’ı aklımla kavrama, çevreleme donkişotluğuna girişmem” diyerek insanın, Allah karşısındaki konumunu bilmesi gerektiğini vurgular.
Örnek ve önderler ruhu tekamiül ettiren büyük şahsiyetlerdir ve olmaları da gerekir. Kendi iklimimizin yıldız şahsiyetlerini takip etmek diriliş neslinin görevidir. Düşünce, politika, sanat ve sosyal uğraşlar Allah’ı tanımlıyorsa anlamlıdır.
“Politika, insana ve eşyaya imanı nakşetme eylem ve direnişi demektir gözümde.” Sf. 19
Manevi derinlik ve inanç konusunda şu tespiti yapmaktadır*
“Manevi yapıyı inkar edenler veya gereğinden fazla daraltanlar bir gün materyalizme saplama tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır.” Sf. 22
Düşünen, sorgulayan, araştıran, peşin hükümlerden kaçınan insandır diriliş eri.
Amentü, kuru anlamdan uzak salat ezbere dayalı maddelerden ibaret ruhsuz bir metin değildir. ona göre bir özdür, felsefedir, yaşam ilkesidir.
“Sadece bir mutlu inanç metni değil, bir iş, eser, tarih örme, coğrafyaya hakikat rölyeflerini verme kavgasıdır da.” Sf. 24
İnanç yaşamın her karesinde kendisini hissettiren mücadele ruhudur.
“İnanmış kişinin her gün yirmi dört saatini hedef almakta bu inanış ve davranış bayrağı.” Sf. 27
Diriliş neslinin amentüsü özü anlama ve yaşamak çabasıdır. Bir özgürlük ülküsüdür diriliş neslinin amentüsü.
“Başkalarına resmen veya fiilen köle olmayı kendi Müslümanlığıyla bağdaştırmayıp özgürlüğünü kazanmak için ölünceye kadar savaşmayı İslamlığın, Müslümanlığın gereği bilmeli.” Sf. 30
Yazar bilmekle yaşamak arasındaki ince çizgiye dikkat çekerek Müslümanlığın bir varoluş haline getirilmesi gerektiğini belirtmektedir. Vatan nasıl değerliyse, toprak parçasını vatan haline getiren medeniyetin de o kadar değerli olduğunu ifade etmektedir. Medeniyetini kaybetmiş bir toprak parçası vatan olmaktan çıkmıştır. Hangi medeniyetin izlerini taşıyorsa onun vatanıdır üzerinde yaşanılan toprak parçası. Bunun için diriliş eri medeniyeti uğruna savaşmalıdır.
“Cephede yurdu korumakla, yurdun içinde medeniyetimizi gözler önünde tahrip edenlerle savaşmak birbirinden farksızdır.”
Yazara göre inanç bireysel ve toplumsal anlamda hayatımızda karşılığı olan bir dinamizmdir. Yaşamdan soyutlanmış bir inancın değeri yoktur. Bunun için diriliş eri bir inanç savaşçısıdır.
İnanç savaşçısı olmadan inanç bir medeniyet olarak geleceğe taşınmaz. Bunun içinde yazar her alanda yetkin insanlar yetiştirilmesini bir ibadet kadar değerli görmektedir.
Edebiyat, felsefe, bilim, hukuk, siyaset, sanat, spor, müzik, eğitim alanlarında yetkin insanların yetiştirilmesi bir zorunluluktur.
Yazara göre toplumu şahsiyetler meydana getirmektedir. Bunun için güçlü şahsiyetlerin yetiştirilmesi önemlidir. Bu insanı tanımlarken özellikle metafizik anlayışa vurgu yapması önemlidir.
“Fizik ötesi bir özün çevresinde tarihi, sosyal şartlarla uyumlu ve tabiatla bağdaşık bir şahsiyet.” Sf. 35 Metafizikten arındırılmış bir şahsiyet salt materyalist bir unsura dönüşür. Diriliş eri seküler olmaktan çok uzak ve özellikle dünyevileşmeye karşı savaşçı bir şahsiyettir.
Yazarın ütopyasında devlet temel ideası erdem olan bir kurumdur. Erdemin temeli ise Kur’an’ın koyduğu temel ilkelerdir. Devleti ayakta tutan en önemli ilkelerden birisi ise eleştiridir. Bunun önemini şöyle vurgular.
“Eleştirisiz devlet kısa sürede çöker.”
Dünya ahiret dengesi diriliş neslinin en temel özelliklerindendir. Müslüman için iş ibadettir. Ve Müslüman güçlü olmak zorundadır.
Kadın ve iş düzeniyle ilgili ilginç bir tespiti bulunmaktadır. Günümüzde kadının yedek bir erkek tipi olarak yetiştirildiğini söyleyerek bunun düzeltilmesi gerektiğini belirtmektedir.
Diriliş neslinin en önemli özelliklerinden birisi de geçmişi ve şimdiki zamanı incelemek öğrenmek ve bilmektir. Bu onun için bir ibadettir.
Birlik ruhunu Birlik İdeali olarak tanımlayan yazar bunun için sürekli mücadele edilmesi gerektiği üzerinde durmaktadır.
“Müslümanların politik birliğe koşmaları hayat memat meselesidir.” Sf. 63
Bu aslında İslam düşüncesine sahip olanların Avrupa Birliği, NATO gibi birer güç oluşturmalarına işaret etmektedir.
“Durmadan birleşme, durmadan yaklaşma, durmadan koşma.” Sf. 63
Son bölüm İslamın Diriliş Hareketine ayrılmış. Bu hareket İslam’ın yeniden ruhlarda uyandırılması mücadelesidir.
Sonuç kısmında ise yazar İslam kültür ve medeniyetinin Kur’an ve peygamberden gelen İslam ruhundan fışkırmış bir terkip olduğunu belirtir. Hayatta karşılığı olmayan bir inancın temsilcisidir Diriliş Erleri.
“Statik inançlı ve eylemli olmayacaksın. Dinamik olacaksın. Namazın da meşale olacak, orucun da… İslam sana et, kemik, deri gibi hatta zeka, zihin ve ruh olacaktır.” Sf. 68
Kitap bir Müslüman şahsiyetin nasıl olması gerektiğini anlatmaya çalışan bir deneme niteliğindedir. Diriliş nesliyle ilgili kitabın genelinden şu sonucu çıkarabiliriz;
Pasif değil dinamik bir inanç, korkak değil savaşçı bir Müslüman, cahil değil okuyan bir insan… Şekil ve özün birbirini desteklediği bir felsefe… Dünya ve ahiret arasında denge Kur’an bir şahsiyettir diriliş eri.
Seyit Ahmet Uzun
Bir yanıt yazın